Masal tadında değişik bir zombi hikayesi...
Gerçekten bu kitap için tam olarak büyüklere masal denilebilir. Zaten okurken de böyle hissettiriyor..
Kitabın anlatım dilini ve karakterlerini baya sevdiğimi söyleyebilirim. Özellikle kadın ve erkek rolleri bildiğimiz klişelerin tam tersiydi.. Bu hikayede güçlü ve savaşcı olan taraf kadın, kırılgan ve yardıma muhtaç olan taraf ise erkekti. Ve o ikisi gerçekten harikaydı, uyumlarını çok sevdim. Zeki karakterleri olan aksiyonu bol, hem duygusal hem de eğlenceli bir kitaptı.
- SPOLİER gibimsi-
Kitabın ana konusu kemik evler (bir nevi zombi ama daha cok kemik halindeler ve bir şeyi yeme peşinde değiller :) Bunlar gece karanlığı çöktüğünde bir büyü yüzünden yeniden dirilen ölüler..
* Aderyn (ya da kısaca Ryn ) elinde baltasıyla ormanda gezmeyi seven, mezarcılık yaparak yaşayan hem cesur hem güçlü olan kadın karakterimiz.
*Ellis ise elinde çıkını, yanında parşömenleriyle geçmişini ve dağların ötesini kesfetmeye çıkmış yetenekli bir haritacı.
İkisinin tanışması bildiğimiz masalların tersine Ryn'ın, Ellis'i bir kemik evden kurtarması ile gerçekleşiyor. Kemik evlerin ormanı terkedip insanlara saldırmasıyla da birlikte uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkıyorlar.
Okurken beni en cok güldüren şey de peşlerine takılan inatçı keçileri oldu. Küçük canavarın beyaz atlı prens gibi hep bir yerlerden fırlayıp onları kollaması baya tatlıydı bence.. Güzel bir sonla bağlanmıs gayet keyifli bir kitaptı ben sevdim..
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
